Hasarı onaran çevreci girişimler

2 Haziran 2024

5 Haziran Dünya Çevre Günü’nde hatırlamamız gereken tek şey, dünyayı biz kirletiyoruz. Ancak gençlerin dünyayı yeşertecek adımlar atmaları içimize su serpiyor. Gençlerin çevresel sorunları önlemeye yönelik çözümlerine göz atıyoruz.

5 Haziran Dünya Çevre Günü. Böyle günlerde içi boş sloganlar yerine yarattığımız tahribatın muhasebesiyle yüzleşmek daha doğru aslında. Sonuçta, kapkara akan dereler bizim eserimiz. Dağ gibi yükselen atıklarda bizim de payımız var. Toprağı betona çeviren de biziz, suyun boşa akmasına göz yuman da. Aldığımız her ürünün, attığımız her adımın doğaya bir etkisi var.

Eğer çevre için iyi bir şeyler yapmak istiyorsak mutlaka bu etkiyi azaltacak çözümler üretmeliyiz. Neyse ki gençler bu sorumluluğun farkına vardı. Bilim ve teknolojiyi kullanarak çevresel sorunları önlemeye yönelik birçok girişime imza atmaya başladılar. Plastik çöpünü azaltmadan su-enerji tasarrufuna, gübre kirliliğini

Yazının Devamı

Hobi bahçeleri doğaya zarar mı?

26 Mayıs 2024

Hobi bahçesi, ilk anda kulağa masum ve cazip geliyor. Ancak hobi bahçesi kılıfı altında tarım arazilerinin betonlaşma tehlikesi yatıyor. Buralara kaçak yapılar konduruluyor. Üstelik hobi bahçeleri bu yönüyle yasalara da aykırı

Bugün en popüler emlak sitesine girip ‘hobi bahçesi’ diye arama yaptığınızda 5 bin 641 ilan çıkıyor karşınıza. Kaba hesapla her bir ilanda satışa çıkarılan tarlanın ortalama 1 dönüm büyüklüğünde olduğunu baz alırsak, 5.6 milyon metrekare tarım arazisinin ufak parçalara bölünüp satıldığına işaret ediyor bu tablo. Oysa ki Türkiye tarımının zaten en büyük problemi; tarım arazilerinin parçalı olması. Bu haliyle var olan tarım alanlarının daha da küçük parçalara bölünerek el değiştirmesi, sorunu daha da karmaşık hâle getirecek.

Diğer yandan her ne kadar bazıları için, tarımla tanışma ve kendi gıdasını üretme açısından iyi niyetli bir başlangıç olsa da son dönemde hobi bahçelerinin kırsalda ciddi bir yapılaşmaya neden olduğu da

Yazının Devamı

R-PET çevreci mi?

19 Mayıs 2024

Geri dönüşüm polyester kullanılan giysiler, normaline oranla her yıkamada 2 kattan daha fazla mikroplastiği doğaya saçıyor. Doç. Dr. Özkan, plastik kullanımını azaltıp, pamuk, keten, kenevir ve yün gibi doğal liflerin sürdürülebilir kullanımına yönelmeyi öneriyor

Geri dönüştürülmüş PET şişelerinden üretilen tekstil ürünleri moda dünyasında hızla yaygınlaşıyor. Peki PET’lerin ikincil kullanımı gerçekten çevreci bir adımı mı? Geri dönüşüm polyester kullanılan giysiler, sağlık açısından herhangi bir tehdit barındırıyor mu? Aslında “rcycle PET”, yani geri dönüşüm PET’lerin tekstil sektöründe kullanımı tam anlamıyla yeşil bir çözüm değil. Çünkü PET şişelerin geri dönüşümünden elde edilen kumaş, doğrudan petrokimya endüstrisinin ürettiği elyafa oranla çok daha fazla mikroplastik kirliliğine neden oluyor. 

İki kattan daha fazla mikroplastik 

Geri dönüştürülmüş polyester ile normal polyesterin

Yazının Devamı

Bitki coşturan tarifler

12 Mayıs 2024

Bugün 12 Mayıs Dünya Bitki Sağlığı Günü. Aslında varlığımızı bitkilere borçluyuz. Çünkü başlangıçta onlar vardı. Ve bitkiler olmasa biz insanoğlu sadece birkaç ay hayatta kalabiliriz. Dünya biyokütlesinin yüzde 99’unu oluşturan bitkilerin yanında yalnızca bir zerreyiz yani! Ama bu yalın gerçeğe karşın, doğanın tek öznesi gibi davranıp hoyratça yaklaşıyoruz yeşile. Ağaçları kesiyor, yeşili betona boğuyor, tarım kimyasallarıyla bitkileri kurutuyoruz. Tabii bunu yapmayıp, yaşadıkları çevreyi yeşertenler de var. Bir karış toprakta, balkonda ya da pencere kenarında hayatı yeşillendirenler onlar. Bu yazı da onlar için. Ziraat Mühendisi Gökhan Sivaslı, bitkileri güçlendiren, çiçek açtıran ipuçlarını anlatıyor. 

Muz kabuğu şerbeti (Potasyum desteği):  

Bitkilerde ürün miktarı ve kalitesini artırıcı, kök gelişimini hızlandırıcı, bitkinin daha güçlü olmasını sağlar. Balkonların alımlı çiçeklerinden, saksıdaki domatesin verimine ve mis kokusuna kadar potasyum çok

Yazının Devamı

İklim krizi arıları öldürüyor

5 Mayıs 2024

Sadece bal değil, yiyip içtiğimiz gıdaların birçoğu arılar sayesinde var. Arıların doğadaki tozlaşmaya katkısı, gıda zincirinin devamı için hayati öneme sahip. Onlar olmasaydı birçok bitki türü günümüze kadar ulaşamazdı. Ancak şimdilerde arılar da zor durumda! İnsan eliyle bozulan doğanın dengesi, kitlesel arı ölümlerine neden olmaya başladı. İklim krizinin yarattığı değişimler, arı kovanlarına âdeta çomak soktu. 

Birçok coğrafyadan ani sıcaklık değişimi ve kuraklığa bağlı arı ölümleri haberleri geliyor. O bölgelerden biri de Doğu Karadeniz. Kafkas arı ırkının koruma altında olduğu Artvin'de ciddi koloni çöküşleri yaşanmış bu yıl. 30 bin kovanda toplu ölümlerle karşılaştıklarını anlatıyor bölgedeki arıcılar. Artvin Arıcılar Birliği Başkanı İbrahim Durmuş, 116 bin kovanla girdikleri sezonda 90 bin kovanın altına gerilediklerini belirterek, bu yıl bal üretiminde de ciddi sıkıntı yaşayabileceklerini söylüyor. 

Durmuş'a göre arı ölümleri, bu yıl kış sıcaklıklarında yaşanan artış ve kar yağmamasıyla bağlantılı. Kış

Yazının Devamı

Yasaklı kimyasallar soframıza nasıl geliyor?

28 Nisan 2024

İzmir’de yapılan bir operasyon, dimethoate kimyasalının başka bir ürün ambalajına konularak Türkiye’ye yasa dışı yollarla getirildiğini ortaya çıkardı. Denetim olmazsa soframızı zehirlerden arındırmak mümkün olmayacak.

Tarımda hastalık ve zararlılara karşı 400’den fazla zehirli kimyasal bileşik kullanılıyor. Yıllar içinde bu kimyasalların yol açtığı zararlar ortaya çıkınca da yasaklama yoluna gidiliyor. Ancak yasak çoğu zaman tarlaya yansımıyor. Bunun son örneğini, dimethoate adlı tarım kimyasalında gördük. İzmir’de yapılan bir operasyon, dimethoate kimyasalının başka bir ürün ambalajına konularak Türkiye’ye yasa dışı yollarla getirildiğini ortaya çıkardı. Gazetemizin çarşamba günkü nüshasında yer alan haber, 20 ton dimethoatenin kozmetik sektöründe kullanılacağı beyanıyla ülkeye sokulduğuna ve sahteciliğin bir ihbarla ortaya çıkarıldığına işaret ediyordu. Eğer o ihbar olmasaydı yasaklı zehir yine tüm tarım alanlarımıza merdiven altından dağıtılacaktı.

Sistemik etkili

Söz konusu pestisitin zararlı etkileri

Yazının Devamı

Ormanlar artık ateşi düşürmüyor

21 Nisan 2024

Daha yaz gelmeden kavrulmaya başladık. Bilim çevreleri de aşırı sıcak ve kurak bir yazın bizi beklediğini söylüyor. Sera gazlarını yutan ormanlar ise yutak olma özellliğini yitiriyor...

Daha yaz gelmeden kavrulmaya başladık. Salı günü Eskişehir’de 36.5 dereceydi ölçülen sıcaklık. Üstelik henüz nisan ortasındayız. Bilim çevreleri de aşırı sıcak ve kurak bir yazın bizi beklediğini söylüyor. Aslında iklim krizi projeksiyonları, hep gelecek 10 yıllara göre şekilleniyordu. Sera gazı emsiyonlarının azaltılamaması hâlinde, yüzyılın ortasından itibaren sıcak hava dalgaları, seller ve mega orman yangınlarıyla karşı karşıya kalacağımız öngörülüyordu. Ama o günlerin çok da uzak olmadığını son birkaç yılda yaşadıklarımızla tecrübe ettik. Benzer felaketlerin kapımızı çalacağını da biliyoruz. Çünkü Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın yeni yayınladığı; “Türkiye’nin İklim Değişikliği Uyum Stratejisi ve Eylem Planı” iklim krizine bağlı olarak; orman yangınları, fırtınalar, seller,

Yazının Devamı

En kirli listede zirve değişmedi

7 Nisan 2024

ABD’deki gıda analizlerine göre en fazla tarım zehri, yani pestisit saptanan meyvelerin başında çilek geliyor. Diğerleri mi?

Batı yakasında değişen bir şey yok! Yine “en kirli” meyvenin çilek olduğu ortaya çıkmış. Kirli derken, tarım zehri yükünü kastediyorum. Çilekten sonraki en kirli sebze ise ıspanak. Daha sonra da sırasıyla lahana, şeftali, armut, nektarin, elma, üzüm, dolmalık biber, acı biber, kiraz, yaban mersini, taze fasulyenin, tarım zehirleri kalıntısını diğer meyve ve sebzelere oranla daha fazla içerdikleri anlaşılıyor.

“Kirli 12” olarak anılan bu listeyi, her yıl ABD merkezli Çevre Çalışma Grubu (EWG) kamuoyuna açıklıyor. Ülkemizde ise maalesef böyle bir kuruluş yok. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın gerçekleştirdiği pestisit analizlerinin sonuçları yıllardır erişime kapalı. Haliyle ülkemizdeki güncel durumu göremiyoruz. Akademik çalışmalar ve Avrupa’ya ihraç ettiğimiz sebze meyvelere yönelik analizlerin sonuçları bazı ipuçları içeriyor.

Çileğin bizim coğrafyada da

Yazının Devamı