Çağdaş Ertuna

1950’lerden beri kırmızı halı stilinde neler değişti, Cannes’ın en unutulmayan kıyafetleri hangileriydi? 77. Cannes Film Festivali’nin açılışından notlarla geçmişten günümüze uzanıyoruz

Bu yıl 16 Mayıs’ta başlayan ve 27 Mayıs’a kadar devam edecek Cannes Film Festivali’nde izlenecek tek şey filmler değil. Her ne kadar sosyal medyanın yaygınlaşmasıyla birlikte festivalde kıyafetler giderek daha abartılı hâle geliyor gibi görünse de festivalin geçmişine baktığımızda görüyoruz ki, kırmızı halı aslında her zaman böyleydi. 

Peki ama 2024’te kırmızı halıda ne öne çıktı? En çok dikkatleri çeken 53 yaşındaki Naomi Campbell’ın 1996 Chanel Haute Couture defilesinde giydiği Karl Lagerfeld tasarımı siyah ipek tül ve payetli, inci askılı organza elbiseyi “Furiosa: A Mad Max Saga” galasında kırmızı halıda yeniden giymesi oldu. Burada vintage akımı kadar Naomi’nin yıllara meydan okuması da konuşuldu. Zaten bu yıl Cannes Film Festivali’nde oyuncular ve yönetmenler kadar 50 yaş üstü süpermodeller de dikkati

Tam 7 yıl önce oğlu Sebastian Conran sayesinde müthiş bir kadınla tanıştım: Shirley Conran.

Geçen hafta 91 yaşında hasta yastağında Birleşik Krallık tarafından ‘Dame’ ünvanını aldıktan kısa bir süre sonra aramızdan ayrıldı.

Kadınlara verilen ‘Dame’ ünvanı, Birleşik Krallık’ta erkeklere verilen ‘Sir’ (şövalye) ünvanıyla eş değerde.

Topluma büyük katkı sağlayan isimlere verilen en üst ünvan, bir nev-i yaşam boyu başarı ödülü.

Shirley Conran, 60’larda “Superwoman” adlı “çocuk da yaparım, kariyer de” içerikli kitabın ve döneminin “Grinin Elli Tonu” olarak değerlendirilen “Lace” adlı erotik ‘best seller’ romanın yazarı, güçlü bir kadın hakları savunucusu…

6 kardeşin en büyüğü, küçük kardeşlerine bakmış, savaş döneminde ölüm korkusunu yaşamış, kendi deyişiyle başkalarının ölümlerini kendi hayatta kaldığı için suçlulukla izlemiş.

Varlıklı ama zor bir babanın kızıymış, annesi Paris’ten haute cout

Mardin Bienali cuma günü Alman Karargâhı’ndaki açılışla başladı; 10 Haziran’a kadar şehrin farklı mekânlarında devam ediyor. Peki ama bienalde bu yıl neler öne çıkıyor?

Mardin Bienali’ne ilk kez tam 9 yıl önce gitmiştim. Mardin o zaman beni şaşırtmıştı, Bienali ve bienalle eş zamanlı kitap fuarı ve Ankara Devlet Opera ve Balesi ile bir arada düzenlenen Opera ve Bale Günleri ile… Biz İstanbul’da kendi küçük dünyamızda kendimizi büyük şehirde yaşıyor görürken bile opera ve baleye hasret kalmış durumdaydık o zaman. Her şeyden önce Mardin’de bienal yapılması tabii ki çok olumlu, sergileri gezen ilkokul öğrencilerini görünce bunun değerini daha da iyi anlıyorsunuz. 

Uluslararası Bienal Derneği’ne üye olmaya hak kazanan Mardin Bienali, bu yıl 6’ncı kez düzenleniyor ve aynı zamanda 14’üncü yaşını kutluyor. Direktörlüğünü Döne Otyam ve Hakan Irmak’ın yaptığı, Mardin Sinema Derneği’nin ev sahipliğinde düzenlenen bienalin

Apple ilk defa ABD dışında global bir ürün lansmanı gerçekleştirdi. 

Londra’da Apple’ın yeni taşındığı Battersea Power Station’daki merkez ofisindeyim, Avrupa’dan Asya’ya birçok farklı kıtadan, ülkeden gazeteci, dijital içerik üreticisi ve ünlü isim ile birlikte. 

Türkiye’den gelen küçük grubun içinde müzisyen Can Bonomo da var. 

Kendisi müzik ile olduğu kadar teknolojiyle de ilgili, teknoloji eleştirmenlerini kıskandıracak kadar da bilgili. 

Apple’ın eski bir elektrik santralinin yenilenmesiyle ofise dönüştürülen Avrupa merkezi de ABD’de Cupertino’daki Apple Park gibi, daha önce birebir röportaj yapma şansım olan 88 yaşındaki usta mimar Sir Norman Foster’ın şirketi Foster + Partners imzalı.  

Londra’da güneş gördüğümüz sayılı bir günde yüksek cam tavanların altında, bol yeşillik arasında tüm medya ile birlikte açık salonda oturuyoruz. 

Apple çalışanları ise üst katlarda ayakta coşkuyla izliyor Tim Cook’un

Bodrum’da bu hafta sonu gastronomi, çağdaş sanat ve canlı müzik ile ilgili, farklı ülkelerden birçok isim buluşuyor.

MedBodrum, Cuma akşamı Bodrum Kalesi’nde Mercan Dede ve İlhan Erşahin’in müzik performansıyla başlıyor.

Daha sonra Türkbükü’nde devam ediyor.

Cuma akşamı Maça Kızı’nda Jane Neal ve Fru Tholstrup’un ‘Ignite the Senses’ adlı sergisi açılıyor.

Peki ama sergide hangi sanatçıların işleri yer alıyor?

Marina Abramović, Helen Beard, Mircea Cantor, Jake Chapman, Charlotte Colbert, Jack Coulter, Martin Eder, Maryam Eisler, Antony Gormley, Alistair Guy, Matouš Háša, Krista Kim, Kate MccGwire, Vicken Parsons, Miguel Angel Payano Jr., Rony Plesl, Antonio Santin, Fredrikson Stallard, Gabriela Vanga ve Mariano Vivanco.

Sergi sonrasında düzenlenecek özel yemek için Maça Kızı’nın Michelin yıldızlı şefi Aret Sahakyan’a dünyaca ünlü usta şefler Tekuna Gachechiladze, Deepanker Khosla, Michael Van Der Kroft eşlik ediyor.

Moda sergileri daha çok ilgi gördükçe, müzeler ve saraylar da modayı programlarının başına alıyor. Winston Churchill’in doğduğu, Prenses Diana’nın akrabalarına ait olan 300 yıllık Blenheim Sarayı’nda yeni bir sergi var: “İngiliz Moda İkonları”.

Londra’ya arabayla 1 saat 15 dakika mesafede Blenheim Sarayı. Winston Churchill’in doğduğu, Prenses Diana’nın akrabalarına ait olan 300 yıllık Blenheim Sarayı’nda yeni bir sergi başladı.  

“İngiliz Moda İkonları” sergisi 30 Haziran’a kadar devam edecek. Sergi için her modaevi/marka bir oda seçip kendi tasarımlarını kendi istedikleri şekilde yerleştirdi. Sergide yakın zamanda hayata veda eden Vivienne Westwood’a ortağı Andreas Kronthaler tarafından sergilenen tasarımlarla saygı duruşunda bulunuyor.  

Blenheim Sarayı’nın modayla ilişkisi yeni değil, zengin bir geçmişleri var. Birçok defile ve fotoğraf çekimine daha önce ev sahipliği yapmışlar. Saray, İngiliz modasının yıllar boyunca global sahnede kalıcı etkisini sergilemek için etkileyici bir mekân. 

Aynı zamanda

Vogue Arabia’nın Salma Hayek kapağı önceki gün yayımlandı ve sosyal medyada çok paylaşıldı.

Salma Hayek’in etkileyici fotoğrafları ya da Penelope Cruz tarafından yapılan röportajından bizim için daha ilginç olan ise fotoğrafları Türk fotoğrafçı Cüneyt Akeroğlu’nun çekmiş olmasıydı.

Cüneyt Akeroğlu moda tasarımıyla başlayıp fotoğrafçı kimliğiyle kendisine moda dünyasında iyi bir yer edindi.

Daha önce elbette dünyaca ünlü birçok yıldızın fotoğrafını çekti.

Ama böyle bir dönemde, Salma Hayek gibi sadece bir Hollywood yıldızı değil, aynı zamanda dünyanın önde gelen moda evleri ve lüks markalarının sahibi olan Kering grubunun patronu François Pinault’nun da eşi gibi moda dünyasında istediği isimle çalışabilecek güçte ve konumda bir ismin Cüneyt Akeroğlu’nu tercih etmesi daha da önemli bir gösterge.

Met Gala 2024’e sayılı gün kaldı.

6 Mayıs’ta gerçekleşecek galanın teması ve ünlü ev sahipleri aylar önce açıklandı.

Vogue’un efsane yayın yönetmeni, Conde Nast grubunun kreatif direktörü Anna Wintour ile birlikte galanın eş başkanlığını üstlenecek olan Bad Bunny, Chris Hemsworth, Jennifer Lopez ve Zendaya kıyafet kuralı olarak “Zamanın Bahçesi” temasını seçti.

Met Gala, Costume Instute Benefit olarak da biliniyor.

Moda dünyası ve New York’taki Metropolitan Museum of Art için son derece önemli olan galanın bu yılki onursal başkanları ise Loewe kreatif direktörü Jonathan Anderson ve TikTok CEO’su Shou Zi Chew.

Met Gala’da bu yıl katılanlar ve kıyafetlerden çok ses getiren ise Anna Wintour’un TikTok’u sponsor alması.

ABD’nin Çin merkezli sosyal medya platformu TikTok’a ağır yasal yaptırımları tartıştığı bir dönemde Anna Wintour’un platformu Met Gala gibi prestijli bir geceye dahil etmesi şimşekleri de üzerine çekmesine neden oldu.