Hem çok sıkıntılıyız hem de hiçbir şey umurumuzda değil. Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın modundayız.
Ucu bize değmiyorsa, en hayati konular bile zerre kadar ilgimizi çekmiyor. Ortak akıl, ortak değerler, ortak mücadele en son hatırladığımız kavramlar.
Keşke bu konuda bir arpa boyu yol alabilsek, keşke ortak değerler konusunda hayatın hemen her alanında ortak hareket edebilsek.
Atama ve mülakat dayatması sadece öğretmenlerimizin, dengesiz beslenme de sadece bazılarımızın sorunu gibi gözükse de tüm ülkenin ortak sorunu ama bu kimin umurunda ki!..
Bu kaçıncı öteleme?
Milli Eğitim Bakanı Tekin, öğretmen atamalarına ilişkin olarak “Atama sayılarını Hazine ve Maliye Bakanımızla birlikte önümüzdeki hafta içerisinde açıklayacağız” demişti. Umarız devamı gelir. Umarız beklendiğine değer…
Hiç bu kadar beklenilmemişti.
MEB, atama takviminin öne çekilmesi ve kadro sayısı konusunda daha etkin olabilirdi ama görünen o ki son kararı Maliye verecek.
Tekin’in, Şimşek ile birlikte basın toplantısı düzenleyecek olması muhtemelen gelecek tepkilere birlikte göğüs germeleri için olsa gerek…
Görünen o ki 100. yılda 100 bin kadro hayal olarak kalacak. Kadro sayısı çok olmayacak gibi görünüyor. Umarız en azından branşlara göre dağılımı adil olur.
Bu arada müfredat taslağı bugün açıklanıyor, mülakat gibi diğer önemli sorunlar da sanki buzdolabına kaldırıldı. Umarız bir dayatma ile karşı karşıya kalınmaz…
Öğretmenleri mutlu olmayan bir ülke mutlu değildir bunu asla unutmamalıyız.
Öğretmenleri göz ardı edenler hep çabuk unutulanlar olmuştur.
Yüzler gülecek mi?
Yüzbinlerce öğretmenin çok uzun zamandır atama bekliyor olduğunu herkes duydu, Ankara hâlâ duyamadı! Mutlaka haklı gerekçeleri vardır ama keşke ara ara bilgilendirme yapılsaydı da tansiyon bu kadar yükselmeseydi.
Beklenti 100 bin kadro yönünde ama çok az da rakamlardan söz ediliyor. Daha da önemlisi bir sonraki atama dönemi ne zaman?
Bir milyona yakın atama bekleyen öğretmenin bulunduğu bir dönemde ne kadar kadro verilirse verilsin az gelecektir.
Bu yüzden eğer bu atama döneminde beklentiler karşılanmayacaksa, en azından 3 yıllık bir atama takvimi açıklanmalı ki herkes önünü görebilsin. Peki, yıl içerisinde ikinci bir atama yapılacak mı, onu da zaman gösterecek.
Kadroların branşlara göre dağılımına gelince, umarız o da moral bozucu bir tablo sergilemez! Aslan payı yine aynı branşlara verilip, mağdurlar yine mağdur olmaz.
Bu arada farklı alanlarda çalışan memur öğretmenler de umarız unutulmaz!.. Ücretli öğretmenlere yönelik olarak da daha adil bir düzenleme getirilir…
Gıda güvenliği
Eğitim gibi yaşamımızı derinden etkileyen konulardan birisi de gıda güvenliği!
Türkiye’nin öncelikli ve stratejik alanları ile dünya gündemindeki kritik konulara odaklanan TÜBA, bu kez giderek büyüyen obezite sorunuyla mücadelede çeşitli stratejileri tartışacak.
*Obezite Tanımı, Nedenleri ve Sonuçları,
*Obezitenin Tıbbi Beslenme Tedavisi,
*Obezitenin Diğer Tedavi Yöntemleri
*Obezite ve Yaşam Tarzı Alışkanlıkları başlıklı 5 oturumun yapılacağı sempozyumun sonuçları daha sonra kamuoyuyla paylaşılacak.
TÜBA Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Şeker konu hakkında şöyle konuştu: “Günümüzde obezite, sadece Türkiye’de değil, dünya genelinde de halk sağlığı için ciddi bir tehdit oluşturuyor. Hayatımızı kolaylaştıran modern teknolojik gelişmelerin yanı sıra hızlı şehirleşme ile doğadan kopuş ve sosyalleşmenin ortadan kalktığı bireyselleşmenin bir yansıması olarak da sosyoekonomik ve psikolojik temelleri obezite olan multidisipliner bir ilgiyi hak ediyor.
Bu durum, sadece bireysel sağlık sorunlarına yol açmakla kalmayıp, ulusal sağlık sistemlerine de yükler getirmekte ve ekonomik sonuçlar doğuruyor. Sempozyumumuzda, obezitenin çok yönlü yapısı ve kompleks etkileşimleri ele alınacak. Sempozyum süresince sağlanacak tartışma ortamları, bilgi ve tecrübe paylaşımı için değerli bir zemin hazırlayacak.”
Özetin özeti: Obezite mademki yalnızca bir sağlık sorunu değil, aynı zamanda psikolojik ve sosyoekonomik bir sorun, o zaman hak ettiği ilgiyi göstermeliyiz.
